Sayfa Reklamları

 Günümüzde tesbih dünyasında ciddi bir karmaşa var. Bir çok çeşitli tesbih sınıflandırması mevcut. Bunlardan hemen aklıma gelen bir kaç tanesi; sıkma kehribar, ateş kehribar, toz kehribar, osmanlı kehribar, damla kehribar, zar kehribar, yılan ağacı, plesenk ağacı, bağa, miskevi bağa, iran miskevisi gibi gibi....


Ahşap olanlarda çok bir sıkıntı yok malzemesi çeşitli ağaç ya da tohum kaynaklı ürünler. Ancak kehribar çeşitliliği çok kafa karıştırıcı.

Çeşitli ve kritik gördüğüm tesbih türleri ile ilgili açıklayıcı yazılar yazmaya karar verdim. Bunlardan ilki de Osmanlı Sıkma Kehribar ya da Osmanlı Sıkması ya da Osmanlı Kehribar olarak geçen tesbih türü. 

Öncelikle bu tesbih türü ağaç, taş ya da kaya fosil kehribar gibi doğal malzemeden imal edilmemektedir. Bu malzemenin hammaddesi sentetik bakalit / katalin'e dayanır. Bazı sözlük tanımlarında bakalit plastik sınıfındadır fakat aslında plastik sınıfına girmez. Girdiği sınıf termostat reçine olarak geçen sentetik bir alt gruptur. Plastik ile benzer mantıktadır ancak plastik sınıfına girmez, farklı bir kimyasal grup. Temelinde ise Formaldehit ve fenolün ile üretilir. Bu malzeme tüketici ürünlerinde kullanılmak üzere 1907 ve 1940 tarihleri arasında üretilmiştir, sonrasında ise tüketici malzemelerinde kullanılacak formda üretilmemiştir. O dönemlerde bu malzeme ile oyun zarları, radyolar, takılar, telefon kasaları, düğmeler, tutma sapları gibi malzemeler üretilmiştir. 1940 lardan sonra üretilmediği için de antika ve değerli bir malzemedir. Sentetik reçine olarak değerlendirilir, dolayısı ile bu malzemeden yapılan tesbihlere kehribar denmesi de çok abes değildir. Bir nevi sentetik kehribar.

O dönemden kalma oyun zarlarından yapılan tesbihlere de Zar Kehribar adı verilmiştir.



Bu malzeme üretim maliyetleri ve insan sağlığına ciddi zararlı olduğu için üretimi çok azalmış, son kullanıcı ürünlerinde kullanılmamıştır. Ancak günümüzde hala araçların fren balatalarında bu malzeme kullanılmak ile birlikte, sağlığa zararlı olduğu için içinden aspes çıkarılmış ve tam olarak bu ürüne denk gelmemektedir. Bundan 10 sene önceki aspes içeren fren balataları ise tam bir bakalit örneğidir. Ayrıca elektrik sektöründe de hala kullanılmaktadır, ancak bu üretilen malzeme renksiz ve endüstriyel kullanıma yöneliktir. Dolayısı ile tesbih ya da son kullanıcı için üretim mümkün değildir.


1920 li yıllarda daha çok ve şeffaf renkler eklenerek benzer formül başka firma tarafından katalin olarak da üretilmiştir. Yani günümüzde daha parlak olanlar katalin mat olanlar bakalit gibi bir değerlendirme çok manasız olmaz. 

İşte bu Osmanlı Sıkma Kehribar ya da Osmanlı Sıkması ya da Osmanlı Kehribar olarak geçen tesbih türü aslında bakalit den yapılmaktadır. Bu malzeme de antika zar'lardan, kolyelerden, tencere saplarından, bıçak saplarından, oyuncaklardan gibi objelerden çıkarılmaktadır. Önceden çatı da yalıtım malzemesi gibi kullanıldığı durumlar olduğu için o tarz malzemelerde olabiliyor.

Günümüzde bire bir aynı malzemeyi bulmak antika dışında mümkün değildir. Yani yeni malzeme olarak satılanların hiç birisi bu malzemeden değil, başka türlü bir plastik türünden imal edilmektedir. Yeni malzeme bakalit ya da katalin var mıdır? Hayır, kesinlikle yoktur. 

Bu tesbihlerin değerli olmasının sebebi de malzeminin az olması, üretim teknikleri sebebi ile zamanla renk değiştirmesi ve bu az malzemenin gerçekten usta ellerle buluşması sebebi ile işçiliğinin pahalı olması. Görüntü ve hammedde olarak pahalı olduğu içinde bu tesbihlerin maliyetleri yüksektir. Nasıl gerçek olduğunu anlarız gibi bir sorunun cevabunu vermek ise çok zordur. Ciddi kimyasal işlemler gerektirir, ya da tecrübeli gözler plastik ile farkını ayırt edebilir. Damar yapısı hareleri gibi bir çok etmen detayda kendini ele verebilmektedir. Bu tip tesbihler gerçekten güvendiğiniz insanlardan alınmalı. 



Bu tesbihlerin Osmanlı ile hiç bir ilgisi olmayıp, üretilen eski malzemenin bir döneminin Osmanlı'nın hala olduğu yıllara denk gelmesi buna sebebiyet veriyor olabilir. Osmanlı zamanında bu malzemeden yapılan tesbih ben görmedim, olduğunu da zannetmiyorum. Piyasadaki Osmanlı Kehribar tesbihlerin hepsi eski malzemeden günümüzde yapılmaktadır. En fazla 30-40 yıl geçmişleri vardır.

Bir tesbihe Osmanlı Sıkması denebilmesi için üretim malzemesinin eski katalin ya da bakalit olması şarttır. Bakalit'in içindeki fenol sebebi ile reçine kokusu vermektedir. Bu koku orjinal damla kehribara göre çok daha yoğun ve zararlı bir kokudur.

Özetle;

Osmanlı Sıkma gerçek kehribar mıdır?

Hayır değil, sentetik bakalittir.

Yeni katalin ya da bakalit var mıdır?

Hayır 1940 yılından bu yana üretilmemektedir.

Gerçek osmanlı kehribar hammaddesi değerli midir?

Kesinlikle değerlidir ve pahalıdır.

Osmanlı Sıkma Kehribar sağlığa zararlı mıdır?

Formaldehit, fenol ve aspes içerir. Kesinlikle sağlığa zararlıdır ve kanserojen etkileri vardır, tesbih olarak sürekli çekmenizi tavsiye etmem. Ancak çekmeden koleksiyonunuzda durması tabii ki olabilir. Bende koleksiyonuma bir tane almayı düşünüyorum. Çekmek için ise ağaç, taş, doğal damla kehribar gibi sağlığa faydası olan materyalleri öneriyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bottom Ad [Post Page]