Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi Predictive Dialer’ın ne
olduğundan bahsedeceğiz, eğer bir önceki yazıyı okumadıysanız eğer aşağıdaki
link’den öncelikle okumanız tavsiye olunur.
Predictive Dialer düzgün çalışır – kullanılırsa eğer
firmanıza tahminlerinizin üzerinde bir fayda sağlayacaktır. Ancak yanlış yapılandırma
– kullanım ve raporlama ile çok ciddi bir müşteri memnuniyetsizliğine de
dönüşebilir. Aksi gibi doğru raporlayamadığınız için bu sorunlu kullanımın çok
geç farkına varabilirsiniz.
Predictive Dialer modunu çok güçlü bir spor otomobil motoru
gibi düşünebilirsiniz. Bu tarz güçlü motorlarda bakım ve kontroller çok
önemlidir, ayrıca eğer hız limitlerine dikkat etmezseniz ciddi cezalar da
yiyebilirsiniz (dialer tarafında SLA’ler ile belirlenen cezalar buna örnek teşkil
edebilir.). Maksadım içinizi karartmak değil sadece bu işin nasıl yapılacağını
bilmenin çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.
Şimdi gelelim bu sistemin nasıl çalıştığına. Bir önceki
yazıda bahsettiğim gibi tahminlemeli arama MT(Müşteri Temsilcisi) daha mevut
çağrısını bitirmeden hesaplanan bir çok kritere göre çağrı çıkartır ve MT’nin
önceki çağrısı biter bitmez bağlamaya çalışır. Hesaplamaya katılan bazı değerler:
-
Müsait hat sayısı
-
Müsait MT sayısı
-
Cevapsız, meşgul, operatör reddi, makine
sinyalleri alma ihtimalleri (ortalamadan çıkartır)
-
Operatörün cevap verebildiği maksimum çağrı
karşılama durumu
-
Her konuşmanın ortalama süresi
-
Çağrılar arasında gerekli olan çalışma süresi
Yukarıdaki bu değerler kullandığınınız dialer’ın
algoritmasına göre değişiklikler gösterecektir.
Müşteriyi aradıktan sonra bekletmek ve ya yüzüne kapatmak
memnuniyet konusunda çok ciddi bir problemdir ve eğer Predictive ayarlarınız
doğru olmazsa tamda bunu yaparsınız, ayrıca ulaşmak istediğiniz müşteriyi de
kaybetme olasılığınız artar. Ürün satın almak isteyen bir müşteriyi neden
bekletesiniz ve ya yüzüne kapatasınız ki? Amaç performans arttırmak müşteriyi
üzmek-kaybetmek değil.
Peki bu doğrultuda
Predictive Dialer nasıl ayarlanmalı?
1- Öncelikle tahminleme işi belirli bir istatistik
oluştuktan sonra başlar, dolayısı ile ilk çıkılan çağrılarda sistem bir miktar
ısınma turu atacaktır. Bu doğrultuda çalıştırdığımızda daha çok power mod’daymışcasına
çalışacaktır. Kampanya başlarken belirlemiş olduğunuz MT başına çağrı sayısı
sadece bu ilk zamanlarda önem arz eder. Yani Predictive kampanyalarda MT başına
düşen çağrıyı aslında ayarlama şansınız yoktur sadece başlangıçtaki değerleri
belirleyebilirsiniz. Dolayısı ile data kalitenize göre burada belirlediğiniz
değer ilk aşamada aranacak müşterilerinizi biraz rahatsız edebilir. Bu konuda
çok hassas bir kurum iseniz ilk başlangıç değeri için MT başına çağrı adedini
düşük tutabilirsiniz. Genel performansınızda çok olumsuz bir etkisi
olmayacaktır.
2- Aramaz hızı ve ya arama agresifliğiniz sistem
tarafından otomatik olarak ve ya sizin tarafınızdan belirlenebilir. Eğer ben
sistemden daha iyi bilirim beni dinle eeeyyy dialer diyecek olursanız eğer
geçmiş olsun :).
Çünkü ön göremeyeceğiniz birçok faktör bu durumda sizi olumsuz etkiler. Örneğin;
Hız manuel sizin tarafınızdan ayarlandığı bir dönemde datanız kirli idi ve
müşterileri ulaşım oranınız düşüktü dolayısı ile yüksek bıraktınız, ancak
sonrasında data içerisindeki bir gurup müşteri telefonu açan birileri çıktı. Açanlar
artık telefonda bekleyecek. Bırakın kendi hızını sistem kendisi ayarlasın, ama
siz neye göre ayarlayacağını mutlaka doğru olarak sisteme belirtin.
3- Sistemin hızını otomatik ayarladığında bizden
bazı değerler bekler. Ben bu hızı kendim ayarlayacağım fakat neye göre? Tabiki
abandonment rate e göre. Yani aradığımız müşterilerden arandıktan sonra MT’ye
bağlanmadan kapatanların oranına göre. Burada bir detay daha var ki buda çok
kritik, bu kayıp çağrı oranını neye göre belirlenecek. Yüklenen bütün verideki
müşterilerden kayıp olanların % sine göre mi? aramaya başladığım ve hafızaya
aldığım örneğin %5 verinin % sine göre mi? Gerçek kişi olarak tanımladığım müşterilerden
kapatanlara göre mi yoksa makine olarak işaretlediklerimi de hesaplasın mı? Veya
son 1 saat içerisinde aradığım müşterilerden kayıp olan % ye göre mi? Yani
aslında biz bir şekilde belirli bir miktarda müşteriyi bekletmeyi ve ya yüzüne
kapatmayı kabul etmek durumundayız. Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi bu işin
özünde var. Çünkü sistem hızını belirleyecek, yavaşlatacak, hızlandıracak bir
faktör olmalı. MT ler boş olduğu zaman tabi çağrı çıkılacak ama dolu
olduklarında “ne kadar müşteriyi bekletmeyi göze alıyorsun” diye sorması
gerekli.
Bu konuda benim tavsiyem sistemin o ana kadar aradığı çağrılardaki kayıp değerini hesaplayarak devam etmesi. Ve listeyi bir daha başa sardığında kayıp değerini 0’layarak baştan hesaplaması. Yani 100 çağrı çıktığı bir x anında eğer 1 (%1 kayıp oranı referans verilecek) çağrı kayıp oldu ise hızı artırma aynen devam et, ama eğer altında ise hızlan, yok üstünde ise yavaşla.
Ne iş yaptığınızı bilmiyorum ama kesinlikle müşteri açtığında, müsait MT yok ise çağrıyı müşterinin yüzüne kapatmayın, çağrıyı hemen bağlayacağınızı var saydığım için bir anons dinlemeden arkaya tatlı bir müzik koyarak müşteriyi bekletin ve MT müsait olduğunda sistem bağlasın.
4- Bir diğer önemli konu ise 3. madede bahsettiğimiz
kayıp çağrı oranı neye göre belirlenecek. Müşteri hatta bağlandı müzik
dinlemeye başladı ve 3. sn de MT ye bağlandı. MT ye direk bağlayamadığımızı
düşünecek olursak eğer bu bir dialer kayıp çağrımıdır yoksa değil midir? Belirli
bir sn ye kadar kayıp işaretlememek mantıklı olsa da belirli bir bekleme
süresinden sonra kayıp olarak işaretlemek gereklidir. Çünkü müşteriler inatla
hatta bekliyorsa; mesela 15 – 20 sn dialer sistemde çağrıların hepsinin düzgün
çalıştığını düşünerek hızını artırmaya devam edecek. Yani bekleme sürelerini
daha da artırmış olacaksınız, elinizde yeterli MT olmamasına rağmen sürekli
çağrı çıkacaksınız.
Ayrıca mesela müşteri daha 2 sn beklemeden telefonu kapatıyorsa eğer bunu bir kayıp saymayabilirsiniz.
Bu konuda benim tavsiyem müşteriler 5 sn üzerinde bekliyorsa kayıp olarak işaretlemektir ancak bunlar çok genel tavsiyeler, veri yığınınızın özeliklerine göre çok değişiklik gösterebilir.
5- Müşteriden aldığınız tona göre kuracağınız geri
aramalar da performansınızı etkileyecektir. Bir numarada hangi durumda ne kadar
ısrar edeceksiniz? Bir sonraki numaraya hemen geçecek misiniz yoksa
ulaşamadığınız numarayı ısrarla birkaç kere aramak mı istiyorsunuz.
Bu konu çok önemli tavsiye vermek veri içeriğini bilmeden mümkün değil. Ulaşım oranlarını çok etkilemekle beraber predictive sistemlerin verimli çalışması için olabildiğince bütün numaraları sırası ile aramak tavsiye edilir. Bir numarada ısrar etmek performansı genel olarak düşürecektir, ancak mesela collection operasyonlarında cevapsız ve ya meşgule veren bir numarada bir süre ısrar etmek gerekebilir.
Ayrıca regülasyonlar gereği arama adetlerinde sınırlamalar da getirmek gerekebilir.
6- Kampanyaya yüklediğiniz dataya sıralama koyarken
çok dikkatli olunmalıdır. Örneğin kampanya listesine koduğunuz bir filtre
öncelikli olarak 40 yaş üstündekileri arıyor ve bu müşterilerin temel
özelliğide %80’inin telefonu açmaması. Bu doğrultuda bu grup müşteri verisi
sırasını savana kadar MT lere çok az çağrı düşecek.
Bu konuda benim tavsiyem listeyi olabildiğince homojen olarak oluşturmak ve zor müşterilerin olumsuz etkisini genel kampanyaya yayarak etkisini düşürmek.
Sanırım bir yerde kendime dur demem gerekiyor :). Çünkü düşündükçe daha
olası o kadar çok faktör akla geliyor ki bunların hepsini kısa bir makalede
derlemek çok mümkün görünmüyor. Ancak yukarıda bahsettiğim 6 temel madde
fikir vermesi açısından faydalı olabilir diye düşünüyorum.
Dialer sistemlerinde raporlamanın ne kadar kritik olduğundan
bahsetmiştik. Aşağıda bahsettiklerimden daha başka bir çok
raporlama yapılmalıdır, bu yazı predictive yöntem ile ilgili olduğu için, şimdi
predictive sistemlerde temel olması gereken raporlama kalemlerine göz gezdirelim:
1- İlgili kampanyanın canlı olarak izlenerek
yukarıda bahsettiğim ve daha öngörülemeyecek birçok problemin önüne geçecektir.
Boşta bekleyen MT sayısı, kampanyanın hızı, kalan veri adedi, ilgili döngüde
kaç verinin arandığı, ortalama olarak ne zaman biteceği , hız gibi değerler canlı
olarak size müdahale için çok güzel fikirler verebilir.
2- 1. Maddede belirttiğim değişkenlerin geçmişe
yönelik olarak alınması ve o günlerde yüklenen verilerin ne tip müşterilerden
oluştuğunu bilmek analiz için çok değerlidir. Örnek olarak 10.000 verilik bir
müşteri kümesi dün arandığında %75 ulaşım oranı varken farklı bir 10.000 lik
müşteri gurubu bu gün %35 ulaşım oranında ise müşteri özelliklerine göre neden
böyle bir sonuçla karşılaştığınızın analizini yapmak çok kolay olacaktır.
3- Müşterilerin saatlik olarak kayıp çağrı
oranları, sistem konfigürasyonunda size çok değerli veriler oluşturacaktır. Ayrıca saat bazlı müşteri ulaşım oranı da müşterilerinizi ne zaman aramanız gerektiği ile ilgili bilgi verecektir. Bu KPI detaylandırılarak müşteriler segementlendirilip çeşitli saatlerde aranabilir (best time to call).
Alınan raporlamalar neticesinde neler yapılabileceği ile
ilgili birçok alternatif söz konusu olabilir. Ayrıca yukarıda belirttiğim rapor
kalemleri yine bahsettiğim gibi fikir vermesi açısından çok temel düzeyde
kalmıştır. Dialer sistemleri kullanıcısına göre çok farklı konfigüre
edilebilir. Umarım paylaştığım bu temel bilgiler faydalı olur. Bir sonraki
yazıda görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder